Kaygının tek bir nedene bağlı ortaya çıkmaz. Genetik, biyolojik, çevresel ve psikolojik birçok faktörün etkileşimi sonucunda kaygı ortaya çıkabilmektedir.
Kaygı bozuklukları ile ilgili yapılan aile çalışmalarında genetik yatkınlığın olduğuna dair veriler elde edilmiştir. Kaygı bozukluğu olan hastaların birinci derece akrabalarında diğerlerine göre daha fazla kaygı bozukluklarına rastlanmıştır.
Kaygı bozuklukları ile ilgili yapılan çalışmalarda kalıtımsal bir yatkınlıktan söz etmenin yanı sıra biyokimyasal alanda yapilan çalismalarda, adrenalin-noradrenalin, kafein, karbondioksit, seratonin seviyesinin artmasının veya azalmasının kaygı bozuklukları ile ilişkili olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca bazı sodyum, laktat gibi nörokimyasal maddelerin yoğunluğuyla, kişide yapay olarak kaygının oluştuğu görülmüştür.
Aynı zamanda, ilişkinin sona ermesi, şiddetli tartışmalar, yakın birinin vefatı ve aşırı alkol, madde kullanımı, korkutucu ya da üzücü bir olay gibi etkenler de kaygıya sebep olabilir.